11 Nisan 2007 Çarşamba

göz

ister istemez dahil olduğumuz oyun tektir.

mühim olan oyunun hangi kurallara göre oynanacağıdır. insan kadın, erkek, yamyam, vejeteryan, liberal, anarşist, kökten dinci, türk, budist,zenci, hümanist, deli, açgözlü, anne, müslüman, baba, patron, iskoç, öğrenci, doktor, mimar, sevgili, akıllı, kinci veya dönerci olabilir. çoğu zaman birden fazla kimlik bir kişide toparlanır. her kimlik kendi kurallarını da beraberinde getirdiğinden bazı kuralları elemek ya da ortak noktalarını bularak sentezlemek ya da hepsini görmezden gelmek gerekebilir. her kimlik farklı ideallerle geldiği sürece ideal olanı aramak ne kadar anlamlı olabilir ki..sonsuz noktadan bir tanesiyiz. sonsuz noktadan karşımıza gelenlerle etkileşiyoruz. sonsuz katmanlardan farkettiklerimiz arasında savruluyoruz. evet bizler birer tasarıysak ve hayatımızdan ne kadar memnun ve onda ne kadar söz sahibiysek yaptığımız tasarımlarda da o kadar söz sahibiyiz.bilmiyorum ne düşündüm ama bakın ne demiş şair:

"hani..bne buradaki dokuy hani... hani uyumlu ...hani altyapı olarak ...hani kültürel donatı .eee hani ee hani süperpoze etmez insnların hayatına katkı hani. doku..doku..doku.. hani"

kısacası ben bunu bir kere gördüm diyorsanız peşinden gidin. bakın..belki de hepimiz sevinebiliriz...

Hiç yorum yok: